üniversite kursu ankara






bulaşık suyu gibi deyimi


(içecekler ve sulu yiyecekler için) hiç tadı tuzu olmayan, kötü hazırlanmış, örnek: Kahvesi bulaşık suyu gibiydi.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(içecekler ve sulu yiyecekler için) hiç tadı tuzu olmayan, kötü hazırlanmış, örnek: Kahvesi bulaşık suyu gibiydi.

(bir şeyin) (1) bir nedeni var. örnek: Yaptım, ama niçin yaptım, aması var, onu anlatayım. (2) herkesin bilmediği sakıncası ya da kusuru var. örnek: O araba yeni gibi ama, işte bir aması var, onu da ben biliyorum.

argo yüz yüze, karşı karşıya.

çok kötülük etmek.

işe yaramaz duruma gelmek, doğru ve uygun yolundan ayrılmak, bozulmak, örnek: Yayıncılığın da cılkı çıktı.

içinde bulunduğumuz zamanda, şimdiki günde, şimdiki koşullarda, bilinen koşullar altında, bu zamanın koşulları içinde, örnek: Biliyorsun, bugünkü günde ev sahibi olmak zor.

varsıl olmasa da elinde bulunanı vermekten çekinmeyen, eliaçık, cömert, esirgemez (kimse).

"Araları bozulmak, bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır.

Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz, ona göre!

Bektaşinin birisi züğürt kalmış. Hem yaz ayı hem hava çok sıcak. Orada burada gezmekten yorgun düşmüş, aç bi aç dolaşmaktan halsiz kalmış. Tam cami yanından geçerken öğle ezanı okunmaya başlamış. Cami avlusuna girip şadırvandan suyunu içmiş. Abdest alanları görünce de "Bari ben de abdest alayım. sonra da cemaatle birlikte namaz kılar, çıkışta da mendil açarım" diye düşünmüş.

O sırada bir Rum bakkal, şadırvanda terazisinin kefelerini yıkamaktaymış. O da bunaldığı için, külahını çıkarıp yanına koymuş. Bektaşî, abdest aldıktan sonra kendi külahı yerine Rum bakkalın külahını alıp başına geçirmiş. Namaz sırasında bütün cemaat, başında Rum külahıyla namaza gelen bizim Bektaşiye bakıp durmuş.

Namazdan sonra Bektaşî herkesten önce camiden çıkıp kapı önüne mendil açmış. Cemaattekiler "Bakın şu Ruma, Müslüman olmuş, hem de güzel güzel namazını kıldı." diyip keselerinde ne var ne yok Bektaşînin mendiline dökmüşler. Bu durum Bektaşînin çok hoşuna gitse de pek bi anlam verememiş. Tam mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için başındaki külahı çıkarınca bir de ne görsün, Külah onun külah değil. Kendi kendine "Durum şimdi anlaşıldı. Cemaat beni Rumdan dönme Müslüman zannetti. Mangırlar bu yüzden geldi, Demek ki bazen külahları değişmek gerekiyormuş" demiş.

 Yetkisi dışındaki işlere karıştığı için sert bir karşılık vererek onu cezalandırmak, yola getirmek, uslandırmak, yetki sınırını bildirmek.?Haddini bildirin şu serseme de bir daha onun bunun malına el uzatmasın.?

(iş, durum) kötüye doğru gitmek, kötüleşmeye başlamak.

okula ya da bir zanaata başlatılan çocuğun velisinin öğretmene ya da ustaya, "onun eğitimi için ne gerekiyorsa yapın, size tam yetki veriyorum" anlamında söylediği bir söz.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.